
D vitamini; yağda eriyen vitaminler arasında yer almakta olup aynı zamanda endojen olarak uygun biyolojik ortamda sentezlenebildikleri için hormon ve hormon öncüleri olan bir grup steroldür.
Deride yapılan veya diyetle alınan D vitamini biyolojik olarak aktif değildir. Önce karaciğerde 25 hidroksilaz enzimi ile 25 hidroksivitamin D’ye [25(OH)D], daha sonra da böbreklerde 1 alfa hidroksilaz enzimi ile biyolojik olarak aktif form olan ve kalsitriol olarak da bilinen 1,25 dihidroksivitamin D’ye [1,25(OH)2D] dönüşmektedir. 1 alfa hidroksilaz enzimi D vitamini sentezinde anahtar enzimdir. Bu enzimin düzenlenmesinde parathormon (PTH), kalsiyum (Ca), fosfor ve fibroblast growth faktör 23 (FGF 23) rol oynamaktadır 1,25(OH)2D ince barsak, böbrek ve diğer dokularda bulunan vitamin D reseptörleri üzerinden etkisini gösterir. İnce barsaktan Ca absorbsiyonunu arttırarak, böbreklerden de Ca kaybını azaltarak genel fonksiyonu olan kan kalsiyum düzeyini korur. Ayrıca 1,25(OH)2D vitamininin, hücre proliferasyonu inhibe edici, terminal diferansiasyonu uyarıcı, anjiogenezi inhibe edici, insülin üretimini uyarıcı ve renin üretimini inhibe edici biyolojik etkileri mevcuttur (9,10). D vitamini ve metabolitleri birçok dokuda bulunan 24 hidroksilaz enzim tarafından inaktive edilerek safra yoluyla atılmaktadır
Yani ne diyor;
D vitamini görevleri;
- İnce bağırsaktan kalsiyum ve fosforun emilimini düzenleyerek kemik ve diş gelişimi üzerinde etkilidir. Kandaki kalsiyum ve fosfor seviyesini korur.
- Kansere dönüşebilen hücrelerin gerektiğinde ölmelerine yardımcı olur (apopotoz),kanserli hücrelerin hayatta kalma şansı azalır.
- Güçlü bir bağırsak modülatörüdür. Doğal bağışıklık güçlendiricidir ve otoimmün hastalıkların gelişimini engeller
- İnsülin salgılanmasına yardımcı olur. D vitamini eksik bireylerde insülin Salınımını azaltarak tip2 dm gelişimine sebep olur
- Düşük d vitamini düzelenleri duygu durum bozuklukları , bilişsel işlevde bozulma ve bunama ile ilişikli olduğu görülmüş.
- D vitamini eksikliği depresyon prevelansında %8-14 arasında ilişki bulunmuş.
- Alzheimer hastalığı oluşumunda koruyucudur.
- Daha yüksek d vitamini kanda seviyeler multı skleroz gelişmene karsı koruma sağlar
D vitamini eksikliği artık küresel bir salgın olarak kabul edilmektedir
D vitamini eksikliği nedenleri
- Genetik
- Kapalı giyinme
- Açık havada aktivitelerin azalması uzun süre kapalı alanlarda olunması (yetersiz güneş ışığı alınımı)
- Yetersiz beslenme
- D vitamini eksikliği ve yetersizliğinin yaygın kanserler, kardiyovasküler hastalıklar, metabolik sendrom, enfeksiyöz ve otoimmun hastalıkların dahil olduğu bir çok kronik hastalıkla ilişki içinde olduğu bulunmuştur.
D vitamini eksikliğinin belirtileri
- Genel vücut ağırsı
- Yorgunluk
- Yürümekte zorlanma (denge problemi)
- Kemik ağrısı, eklem ve parmak ağrıları
- Saç dökülmesi ve derinin canlığının dökülmesi
- Baş ağrısı
- Depresyon
- Uykusuzluk
- Kilo vermede güçlük
- Sürekli üşüme
- Çocuklarda gelişim bozukluğu
- İleri vadede osteomalazi (kemik yumuşamış) ve osteoporoz (kemik erimesi)
D vitamini seviyeleri
- 30 nmol/L ve altında çok düşük
- 30-50nmol/l hafif düşük
- 50-125 nmol/L normal
- 125nmol/l ve üzeri yüksek (Dikkat)
Endokrin Topluluğu kendi uygulama rehberlerinde;
Günlük D vitamini ihtiyacı yaşa ve kişiye göre değişmekle beraber
- 1 yaşa kadar bebeklerde 400IU
- 1 yaş sonrasın 600IU
- 18 yaş üzeri erişkinler için ise günlük 1500 -2000IU (10,000 IU’ye kadar güvenli
- (Yaş ilerledikçe 65+ d vitamini ihtiyacı artmaktadır.)
İlaç etkileşimi
- Kortizon kalsiyum ve d vitamini metabolizmasını bozarak osteoporoz yol açabilir.
- Epilepsi tedavisinde kullanılan ilaçlar (fenobarbıtal ve fenıtıoın içerenler) d vitamininin karaciğerde etkin forma dönüşmesini engeller ve etkinliğini azaltır
- Bu nedenle kullanmadan önce mutlaka hekiminize danışınız.
D Vitamini Kaynakları ve Metabolizması Başlıca D vitamini kaynağı;
- endojen olarak ultraviyole B (UVB) ışınlarının deride fotokimyasal olarak 7 dehidrokolesterolden vitamin D3 (kolekalsiferol) oluşturmasıdır. Güneş ışığına fazla maruz kalınmasıyla vitamin D3 inaktif ürünlerine çevrilmektedir.
- Yağlı balık (somon, uskumru, ton balığı, sardalye), ve balık yağı
- Mantar
- Yumurta
- Bezelye
- Zenginleştirilmiş süt ve tahıl ürünlerinde