Bugün Bağışıklık sistemimizi güçlendirmesine yardımcı mineralden bahsedelim
Hadi birazcık eskiye kimya/ fen bilgisi dersleri ne dönelim? Gözümüzün önene hepimize ezberletilen periyodik cetveli hatırlayalım. İşte tam orada bir elemen-mineral; Selenyum (simgesi Se cetvelin 4. periyodunda 6a grubunda bulunan element. gelelim asıl işlevine ;
Selenyum adı, eski Yunanda Ay Tanrıçası Selene’den geldiği söylenilmektedir. Düşük konsantrasyonları vücut için esansiyeldir.
Güçlü bir antioksidandır. Oksitadatif hasardan koruyan pek çok mekanizmada rol oynar. Kronik hastalıkların ortaya çıkmasını önleyicidir.
Selenyum iz element olarak inflamatuar ve endokrin fonksiyonları düzenlenmesi için hem yapısal ve hem de kofaktör olarak rol alır.
Selenyum ilk araştırmalarda antikarsinojenik etkileri ile ilgi çekmiştir. Selenyumun bazı kanser tiplerine karşı koruyucu olabileceği, kardiyovasküler mortalitede azalma sağladığı ve astımda inflamatuar mediatörlerin yani allerjik bir reaksiyonda, aksırık, kaşıntı, öksürük, ve gibi belirtilerin yapımını baskıladığı gösterilmiştir.
Tiroit hastalarında iyota ek olarak selenyum da tiroit bezinin düzgün şekilde çalışması için önemli bir mineraldir. Tiroidin en aktif şekilde hormon üretebilmesi için selenyum sadece gerekli olmakla kalmaz, üretilen hormon miktarını düzenlemeye de yardımcı olur.
Selenyum eksikliğinin artan erken ölüm riskiyle, bağışıklık sisteminin zayıf olmasıyla ve mental hastalıkların artmasında rol sahibi olduğu düşünülmektedir.
Yandaki resimde de göreceğiniz üzere selenyumdan zengin besinler: Brezilya cevizi, Yumurta, Ayçiçeği çekirdeği, Ciğer (Kuzudan) ,Kayabalıığı, Tonbalığı, Ringa balığı, Tavuk göğüsü, somon balığı, hindi, chia tohumu, mantar, tam tahıllar.
Selenyum, yüksek dozda zehirli olabilir. Günlük ihtiyaç 50-70, tedavi dozları ise günlük 100 – 200 mikrogram olarak bildirilmektedir. Aşılmaması gereken doz ise günlük 200 mikrogramdır. Tablet olarak C, E ve A vitaminleriyle alınabilir.